Gruplarda karşılaştıklarında iki takımın da maçı kazanmak gibi bir niyeti bulunmuyordu çünkü kazanan taraf daha zorlu bir yola girecekti. Belçika, Januzaj’ın attığı golle kazandı ve o zorlu yola girdi, çeyrek finalde Brezilya’yı elemeyi de başardı ancak Fransa’ya takıldı. İngiltere’nin final yolu ise daha kolay gözüküyordu. Fakat 10 yıl önce EURO 2008 dışında kalmalarına sebep olan Hırvatistan’a elenerek finale ulaşamadılar. Kaderin bir cilvesi olarak Belçika ile üçüncülük maçında tekrar karşı karşıya geldiler.
Geçmişlerine baktığımızda
1966’da kupayı kazanan
İngiltere’nin 1990’da aldığı dördüncülük yakın tarihindeki en iyi
Dünya Kupası derecesi.
Belçika’nın tarihindeki en iyi derecesi olan dördüncülük de bir önceki turnuva olan
1986’da gelmiş durumda.
İngiltere’nin geçmişinin daha güçlü olduğu ortada.
Birbirleriyle 22 kez karşılaşan iki ülkede üstünlük
İngiltere’de. 15 kez
İngilizler kazanırken,
Belçika biri bu
Dünya Kupası’nda olmak üzere 2 galibiyet almış, 5 maç da berabere bitmiş. Aralarında oynadıkları ilk maç
1952’deki dostluk maçında
İngiltere 5-0 kazanırken,
Dünya Kupası’nda ilk kez
1954’te karşılaşan takımların maçı 4-4 bitmiş.
1990 Dünya Kupası’nda ise
İngiltere 1-0 ile kazanan taraf olmuş.
İngiltere’nin istatistikleri burada da iyi.
Tecrübe konusunda ise
Belçika ağır basan taraf oluyor.
Kompany, Alderweireld, Vertonghen, Witsel, Fellaini, Hazard milli formayı
80’den fazla kez giymiş isimler ve kadronun geri kalanın ortalaması da yüksek.
İngiltere’de ise
61 kez milli formayı giymiş
Cahill dışında 50 barajını aşan isim yok.
Harry Kane ve
Romelu Lukaku gol krallığı için sıkı bir mücadele içindelerdi ancak
Kane rakibine 2 gollük bir fark atmış durumda ve gözünü başka rekorlara dikti. 6 gole sahip olan
Kane gol attığı takdirde
2002’deki
8 gollü
Ronaldo’dan bu yana turnuvanın en golcü oyuncusu olacak. Aynı zamanda
1986’da
6 golle tarihteki tek İngiliz gol kralı olan
Gary Lineker’in rekorunu da geliştirecek.
Lukaku’nun işi ise zor. Gol krallığına ortak olabilmesi için
Kane’in gol atmaması ve kendisinin en az 2 gol atması gerekiyor. Gol krallığını tek başına alabilmesi için hattrick gerekiyor.

Belçika’nın avantajlarına baktığımızda
Premier Lig’de oynayan oyuncuların fazlalığı göze çarpıyor. Kadronun neredeyse tamamı
Ada’da oynarken özellikle
Kevin de Bruyne,
Romelu Lukaku ve
Eden Hazard üçlüsü göze çarpıyor.
İngiliz oyunculara karşı büyük tecrübeye sahip olan oyuncular forma giydikleri takdirde üçüncülük maçından ziyade bir
Premier Lig maçı rahatlığında oynayabilirler.
Elbette
İngilizler de madalyonun diğer yüzündeler.
Belçikalı rakiplerini yakından tanıyorlar. Ayrıca rotasyon bekleyen oyuncuların sayısı oldukça fazla. Özellikle genç oyuncular böyle bir maçta forma giyme şansı yakalayabilirler ve kendilerini ispat etmek için ellerinden gelenin en iyisini yapacaklardır. 32 yaşındaki
Gary Cahill’in de son
Dünya Kupası maçı olabilir bu yüzden sahada olduğunda tecrübesiyle genç oyunculara yardımcı olacaktır.
Bu bilgiler ışığında ve son turnuvalardaki üçüncülük maçlarını da dikkate alacak olursak bol gollü, mücadelenin yüksek tempolu ve fiziksel olarak sert geçeceği bir maç umuduyla ekran başına geçebiliriz.